10 Şubat 2015 Salı

Kafka Okur Dergisine ...



  Merhaba,
  


  Bugün sizlere Kafka Okur Dergisi'nin editörü Gökhan Dem'in yazısından 
bahsetmek istiyorum.
  
  Üç aydır bizimle olan edebiyat dergisi Kafka Okur içimizdeki açlığın doyuma ulaşmasına etken oldu. Piyasada belki de bilmediğimiz, alıp okumadığımız birçok dergi var. Ancak Kafka Okur belki adından kaynaklı olarak birçoğumuzun dikkatini çekti ve kendine hayran bıraktı.




  Kafka'nın dünya edebiyatındaki önemi tartışılamaz. Tanıyanlarımız bilir ki ilk akla gelen onun mektuplarıdır. Özellikle babasının üzerindeki etkisi bize onun ne kadar özgün bir yazar olduğunu gösterir. Yazdığı üç romanın (Dava, Şato, Dönüşüm) dışında yazıp da yayınlanmasını istemediği mektupları en yakın arkadaşı Max Brod sayesinde gün yüzüne çıkmasaydı belki de onun bu kadar içten olduğunun farkına varamayacaktık.





 İşte Kafka Okur Dergisi bize tekrar bu olağanüstü edebiyat adamını günlerce,aylarca üzerine konuşulacak, araştırılacak, öğrenip bizi büyütecek yazılarını, fikirlerini, arzularını, umutlarını masalarımıza, kütüphanemize misafir etmemize imkan verdi.



 Gelelim Gökhan Dem'in yazısına... Her sayıda bizi karşıladığı yazılarıyla kendine hayran bırakan editörümüze. Özellikle üçüncü sayıdaki yazısıyla içimdeki çiçeklerin birbir açmasını sağladı. Türkiye'de ki okurlar olarak edebiyat değeri yüksek olan yazarların, şairlerin farkına varmamıza onları belki de bir kez daha okuyarak farkındalık yaratmamızın öneminden bahsetti. Dünya çapında önemli edebiyatçıların varlığı kadar bizim ülkemiz için, dünya için önemli olanlara bir defa daha dikkat çekti. Bizim ülkemizin okur sayısı için onun kadar umutlu olmasam da onun göğe bakmasını bilen tüm herkesin buluşma noktası olduğunu okuduğumda içimdeki heyecanı arttırdı. Var olan ancak gerçek değerlerinin anlaşılamadığını özellikle belirtirken, aslında ülkemizde ki değerlerin birlikteliğimizin doğuracağı güç ile geç kalmadığımızı çok güzel ifade etti.



 Ee peki halen kütüphanemizde yerini almayı bekleyen Turgut Uyar'ı, Cemal Süreya'yı, Cemil Meriç'i, Tezer Özlü'yü, Sabahattin Ali'yi, Cahit Zarifoğlu'nu, Leyla Erbil'i neden davet etmiyoruz yüreklerimize, belleklerimize? Halen çok geç kalmadığımızı düşünüyorum. En kısa sürede onlarla kavuşmanın hazzını yaşamalıyız diyorum. Okudukça, öğrendikçe insanlığa nasip olan en güzel hediyenin, emeklerken koşmanın bu olduğunu düşünüyorum.



 Okumaktan son derece zevk aldığım Kafka Okur Dergisi çalışanlarına verdikleri emek için kendi adıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...

2 yorum:

  1. Kafka Okur dergisi bence de iyi bir cikis yapti, nerdeyse tüm kitap profillerinde görüyorum. Malesef bana okumak nasip olmadi yurtdisinda olunca zor görünüyor. Bence görsel olarak da dikkat cekici özellikle Türkiyede görsellige cok önem verildigini kitap kapaklarindan anliyoruz. Cicekli kuslu cicili bicili kitaplar yok satiyor. Kafka Okur bu durumu iyi degerlendirmis Kapak tasarimlari harika insani cekiyor. Belki basarisinda bunun da katkisi vardir. Yukarida yazdigin bir cok yazarla en kisa zamanda tanisabilmke dilegiyle.

    YanıtlaSil
  2. Evet bence de diğer edebiyat dergileri arasında bir ayrıcalık yarattı.Kafka ile yola çıkması bizim gibi gerçek okuyucuları etkilemek için doğru bir adımdı.Ben de o yüzden tebrik ediyorum tüm çalışanları.Okuyamamış olmana, o lezzeti tadamamış olmana üzüldüm.Elimden bir şey gelirse yardıma hazırım.Vakit ayırıp okumana ve yorum eklemene çok sevindim. Çok yeni bir blog yazanıyım. Umut ediyorum ki daha çok geliştireceğim,çok istiyorum :) Sevgiler ...

    YanıtlaSil